Profesyonel kripto para varlık yöneticileri, yönetim altındaki zincir üstü sermayede patlayıcı bir büyüme yaşamıştır ve Ocak 2025'ten bu yana 1 milyar dolardan 4 milyar doların üzerine çıkmıştır. %300'lük dramatik artış, merkezi olmayan finans protokollerine gösterilen kurumsal güvenin artışını yansıtıyor ve geleneksel finansın blok zinciri yatırım fırsatlarına bakışında temel bir değişikliği temsil ediyor.
Bilmeniz Gerekenler:
- Dört kripto-yerel şirket, 4 milyar dolarlık profesyonel DeFi yönetim pazarının %96'sını kontrol ediyor
- Morpho Protokolü, tek başına neredeyse 2 milyar doları aşan profesyonel yönetilen kurumsal sermayeye ev sahipliği yapıyor
- Büyük fintech şirketleri, DeFi'yi arka uç altyapısı olarak giderek daha fazla kullanıyor ve kullanıcıdan karmaşıklığı gizliyor
Profesyonel DeFi Yönetiminin Yükselişi
Kripto-yerel varlık yönetimi şirketleri, merkezi olmayan finans ekosisteminde baskın oyuncular olarak ortaya çıkmıştır. Re7, Gauntlet ve Steakhouse Financial gibi şirketler, bu dönüşüme sofistike risk yönetimi uygulamaları ve gelişmiş sermaye tahsis stratejileriyle öncülük etmektedir.
Rekabetçi ortam, uzmanlaşmış yöneticiler arasında belirgin bir piyasa yoğunluğunu ortaya koymaktadır. Gauntlet, %31'lik oranla yönetim altındaki zincir üstü sermayenin en büyük payına sahiptir. Steakhouse Financial %27 ile takip ederken, Re7 %23 ve MEV Capital %15,4’lük bir dilime sahiptir.
Bu şirketler, sermayeyi özellikle kurumsal yatırımcılar için giderek daha çekici hale gelen sabit coin sektöründeki çeşitli DeFi fırsatlarına dağıtmaktadır. Morpho Protokolü, profesyonel yönetilen fonlar için tercih edilen platform haline gelmiş ve neredeyse 2 milyar dolara ev sahipliği yapmaktadır.
Artemis analitik platformu ve DeFi gelir platformu Vaults tarafından hazırlanan ortak bir rapora göre, bu yöneticiler sadece pasif sermaye dağıtıcıları değildir. Kurumsal düzeyde risk yönetimi çerçeveleri uygulayarak ve geleneksel finans ilkeleriyle blok zinciri yeniliklerini köprüleyen sofistike yatırım stratejileri geliştirerek DeFi evrimine aktif olarak katkıda bulunurlar.
Hızlı sermaye büyümesi, profesyonel aracılar aracılığıyla DeFi maruziyeti için kurumsal iştahı göstermektedir. Daha önce doğrudan blok zinciri etkileşiminden kaçınan geleneksel yatırımcılar şimdi bu pazarlara yerleşik varlık yönetimi ilişkileri aracılığıyla erişim sağlamaktadır.
DeFi Altyapısına Kurumsal Bakış Açıları
Merkezi olmayan finans üzerine kurumsal görüşler geçen yıl boyunca dramatik bir dönüşüm geçirdi. Bir zamanlar düzenlenmemiş bir sınır olarak görülen şey, şimdi kurumsal uyumluluk standartlarına uygun, esnek, programlanabilir bir finansal altyapı katmanı olarak yeniden tasavvur edilmekte.
İzinli DeFi piyasalarının gelişimi, kurumsal kabul yönünde bilinçli bir evrimi temsil etmektedir. Euler, Morpho ve Aave dâhil olmak üzere platformlar, kurumların temel düzenleyici gereklilikleri karşılarken DeFi protokolleriyle etkileşime girebilecekleri kontrollü erişim ortamları yaratmıştır.
Bu izinli ortamlar, müşteri tanıma protokolleri, kara para aklama karşıtı uyumluluk ve kapsamlı karşı taraf riski değerlendirmeleri dâhil olmak üzere kritik kurumsal kaygıları ele almaktadır. Bu tür çerçeveler, geleneksel finans kurumlarının DeFi avantajlarından yararlanmalarını sağlarken düzenleyici uyumluluk standartlarını korumalarına olanak tanır.
Rapor, ABD düzenleyici evriminin, kurumsal kripto perspektiflerini önemli ölçüde etkilediğini göstermektedir.
Düzenleyici netlik arttıkça ve DeFi platformları olgunlaştıkça, kurumsal direnç önemli ölçüde azalmıştır.
Birçok kurum artık DeFi'yi rekabetçi bir tehdit değil, mevcut finansal hizmetleri artırabilecek tamamlayıcı bir altyapı olarak görmektedir. Bu değişim, kurumsal sermaye tahsisi için yeni yollar ve kripto-yerel şirketlerle ortaklık fırsatları açmıştır.
Gizli Arka Uç Altyapısı Olarak DeFi
Büyük fintech şirketleri, kripto para borsaları ve dijital cüzdan sağlayıcıları, DeFi protokollerini arka uç altyapısı olarak giderek daha fazla kullanmakta ve son kullanıcıların teknik karmaşıklıklardan uzaklaştırmaktadır. Bu yaklaşım, geleneksel finansal hizmet sağlayıcılarının rekabetçi getiriler ve gelişmiş sermaye verimliliği sunmalarına olanak tanır ve müşterilerin altında yatan blok zinciri mekaniğini anlamalarını gerektirmez.
Entegrasyon stratejisi, üç ana kurumsal etkileşim yoluna odaklanmaktadır: sabit coin getiri üretimi, kripto para getiri çiftçiliği ve merkezi olmayan borç alma hizmetleri. Bu hizmetler, kullanıcıların altında yatan DeFi mekanizmalarını maskeleyen tanıdık, merkezi uygulamalara yerleştirilmiştir.
Coinbase, USDC ürünleri aracılığıyla sabit coin getirileri sunarak ve Morpho gibi protokolleri kullanarak kripto destekli krediler sağlayarak bu entegrasyon yaklaşımını örneklemektedir. PayPal, PYUSD stablecoin hizmetleri aracılığıyla gelir ürünleri sunmak için benzer şekilde DeFi altyapısını kullanmaktadır.
Rapor, bu modeli "DeFi mullet" olarak tanımlamaktadır - merkezi bir fintech arabirimi muhafaza ederek merkezi olmayan arka uç altyapıda çalışır.
Bu hibrit yaklaşım, şirketlerin gelişmiş getiri üretimi, artırılmış sermaye verimliliği, daha iyi kullanıcı tutma ve yeni gelir akışı geliştirme dâhil olmak üzere DeFi avantajlarını yakalamalarını sağlar.
Geleneksel finansal kurumlar, DeFi entegrasyonu sayesinde operasyonel verimlilik kazanımları ve getiri tekliflerinde rekabet avantajı elde ederken, DeFi protokolleri kurumsal sermayeye ve ana akım kullanıcı benimsenmesine, son tüketiciden doğrudan blok zinciri etkileşimi gerektirmeden erişim kazanır.
Son Düşünceler
Profesyonel olarak yönetilen zincir üstü sermayenin 1 milyar dolardan 4 milyar doların üzerine çıkması, kripto varlık yönetimi ve kurumsal DeFi benimsemesi için rüçhani bir moment teşkil etmektedir. Bu büyüme, olgunlaşan düzenleyici çerçeveleri ve geleneksel finansı blok zinciri yeniliğiyle birleştiren sofistike kurumsal stratejileri yansıtmaktadır. Büyük fintech şirketleri, giderek artan bir şekilde DeFi'yi arka uç altyapısı olarak benimseyip kullanıcılar için karmaşıklığı absörbe ettikçe, geleneksel ve merkezi olmayan finans arasındaki sınır bulanıklaşmaya devam ediyor.